Angola’nın Ekonomik Özellikleri
Afrika’nın en büyük ikinci petrol üreticisi olan Angola, aynı zamanda Sahra altı Afrika’da beşinci en büyük GSYİH’ya sahip. Uzun bir iç savaşın ardından ülke, petrol zenginliği sayesinde dünyanın en yüksek ekonomik büyüme oranlarından birini kaydetti.
Angola, Afrika’nın en büyük ikinci petrol üreticisi, net bir doğal gaz üreticisi ve aynı zamanda Botsvana ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden sonra kıtadaki en büyük üçüncü elmas üreticisidir. Angola ekonomisi, GSYİH’nın yaklaşık %50’sini oluşturan ve ülkenin birincil gelir kaynağı olan petrol ve gaz endüstrisine bağımlıdır. Hükümet gelirinin %70’inden fazlası ve Angola’nın ihracatının %90’ı petrol faaliyetleri ile sağlanmaktadır. Elmasa ek olarak, ülke ayrıca altın, granit, alçıtaşı, mermer, tuz, berilyum, kil, bakır, demir cevheri, kurşun, linyit, manganez, mika, nikel, turba, fosfat kayası, kuvars, gümüş, tungsten, uranyum, vanadyum ve çinko çok sayıda minerale sahiptir ancak bunlar miktar olarak hem fazla değildir hem de bir kısmı işlenir durumda değildir.
Daha fazla potansiyele sahip olmasına rağmen Angola’da tarım sektörü az gelişmiştir ve çok üretken değildir. Tarımın ülkenin GSYİH’nın %9,5’ine katkıda bulunur ancak nüfusun %51 bu sektörde çalışmaktadır. Angola’nın ekilebilir arazisinin sadece üçte biri tarım için kullanılıyor. Yani tarıma uygun 5 milyon hektarın 1,6 milyon hektarında tarım yapılıyor, tarım yapılan 1,6 milyon hektarın ise sadece 100.000 hektarlık kısmında ekim ve hasat için makine ve/veya hayvanlardan yararlanmaktadır. Angola’nın tarımı esas olarak geleneksel yöntemlerin uygulandığı geçimlik tarımdan oluşmaktadır. Endüstriyel boyutta üretim yapılan başlıca iki tarım ürünü kahve ve pamuktur. Hükümet, tarımsal gelirleri ve ihracatı arttırmaya yardımcı olması için kahve, şeker kamışı ve etanol üretimlerine yoğun bir şekilde yatırım yapmıştır.
Angola’da bankacılık, iletişim, turizm ağırlıklı olan hizmet sektörü de hızla büyüyor. Hizmet sektörü GSYİH’nın %39,6’sını oluşturuyor ve nüfusun %42’sini istihdam ediyor. Otel ve diğer konaklama türlerinde ciddi bir kıtlık olmasına rağmen turizm de büyüme gösteriyor. İnşaat sektörü, hükümet tarafından başlatılan büyük bir yeniden yapılanma programı sayesinde patlama yaşıyor ve GSYİH’nın %9’unu oluşturuyor.